Takvim yaprakları Kasım 1956’yı gösterdiğinde Gazze’nin güneyinde Filistinli mültecilerin kaldığı Han Yunus mülteci kampı büyük bir katliama sahne oldu. Üzerinden 66 yıl geçen katliam hala hafızalardaki yerini koruyor.
İsrail, İngiltere ve Fransa üçlüsünün 1956 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır’ın Süveyş Kanalı’nı kamulaştırma sonucu almasının akabinde Mısır’a açtıkları savaş sırasında İsrail ordusuna bağlı birlikler, Han Yunus’ta 600’den çok kişiyi katletti.
O günleri çocukken yaşayan Filistinlilerin anlatımlarına göre, İsrail askerleri Gazze’ye girmedilk evvel askeri hava araçlarından “direniş” göstermemeleri tarafında ihtar bildirileri attı.
Öte yandan mikrofonlardan da 16 ile 50 yaş içindeki bütün adamların meskenlerden dışarı çıkması istendi.
Meydanlara toplanan Filistinlilerin üzerine ateş açılmaya başlandı. O tarihlerde 16 yaşından küçük olanlar ve bayanlar, yaşananları hala gözleri dolarak anlatıyor. Kiminin babası, kardeşi, kiminin ise kocası, oğlu açılan yaylım ateşinde gözleri önünde ömrünü kaybetti.
Evlerinden yaşanan katliamı seyreden Filistinliler için bir büyük acı da katliamdan bir gün daha sonra yaşandı. Öldürülen yakınlarını defnetmek için cesetlerini almak için dışarıya çıkanlar idam edilmiş onlarca Mısır askeri ve Filistinliyi gördü.
Katliamın üzerinden yıllar geçti fakat kaç kişinin hayatını yitirdiğine dair net bir sayı hala yok. Araştırmacılar, 520 sivilin öldürüldüğünün kaydedildiğini fakat sayının hayli daha fazla olduğunu belirtiyor.
İdam edilen Mısır ve Filistin askerilerinin bu sayıya dahil edilmediği görüşü çok yaygın.
İsrail kaynaklarında ise bu husustaki bilgiler çok hudutlu. Yaşananların netliğe kavuşturulması için İsrail kaynakları kıymetli. Çünkü Gazze, Kasım 1956 ile yeniden Mısır hakimiyetine gireceği Mart 1957’ye kadar İsrail işgali altında kaldı.
İsrail, İngiltere ve Fransa üçlüsünün 1956 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır’ın Süveyş Kanalı’nı kamulaştırma sonucu almasının akabinde Mısır’a açtıkları savaş sırasında İsrail ordusuna bağlı birlikler, Han Yunus’ta 600’den çok kişiyi katletti.
O günleri çocukken yaşayan Filistinlilerin anlatımlarına göre, İsrail askerleri Gazze’ye girmedilk evvel askeri hava araçlarından “direniş” göstermemeleri tarafında ihtar bildirileri attı.
Öte yandan mikrofonlardan da 16 ile 50 yaş içindeki bütün adamların meskenlerden dışarı çıkması istendi.
Meydanlara toplanan Filistinlilerin üzerine ateş açılmaya başlandı. O tarihlerde 16 yaşından küçük olanlar ve bayanlar, yaşananları hala gözleri dolarak anlatıyor. Kiminin babası, kardeşi, kiminin ise kocası, oğlu açılan yaylım ateşinde gözleri önünde ömrünü kaybetti.
Evlerinden yaşanan katliamı seyreden Filistinliler için bir büyük acı da katliamdan bir gün daha sonra yaşandı. Öldürülen yakınlarını defnetmek için cesetlerini almak için dışarıya çıkanlar idam edilmiş onlarca Mısır askeri ve Filistinliyi gördü.
Katliamın üzerinden yıllar geçti fakat kaç kişinin hayatını yitirdiğine dair net bir sayı hala yok. Araştırmacılar, 520 sivilin öldürüldüğünün kaydedildiğini fakat sayının hayli daha fazla olduğunu belirtiyor.
İdam edilen Mısır ve Filistin askerilerinin bu sayıya dahil edilmediği görüşü çok yaygın.
İsrail kaynaklarında ise bu husustaki bilgiler çok hudutlu. Yaşananların netliğe kavuşturulması için İsrail kaynakları kıymetli. Çünkü Gazze, Kasım 1956 ile yeniden Mısır hakimiyetine gireceği Mart 1957’ye kadar İsrail işgali altında kaldı.