Sürdürülebilirliğin paradoksu, Adnkronos için SocialCom araştırması

acromial

New member
kelime sürdürülebilirlik çevrimiçi görüşmeler için uygun değildir. İnternette soyut ve uzak görünen bir kavramı değil, iklim değişikliğinin etkilerinden başlayıp son haftalarda yaşanan sellerin ön plana çıktığı somut şeylerden bahsediyoruz. Yapılan araştırmalarda ortaya çıkan şey bu SocialCom yalnızca Adnkronos'a özel. “Sürdürülebilirlik konularına ilişkin sosyal sohbetlere ilişkin analizimizde açık bir paradoks bulduk: Kullanıcılar aynı zamanda iklim değişikliğiyle bağlantılı olayların sonuçları ve kanıtları konusunda da kutuplaşmış bir şekilde tartışıyor ancak hiç kimse paydaşların ve çalışanların işlerinin ayrıcalığı olarak kalan sürdürülebilirlik terimini kullanmıyor. “diye yorum yapıyor Luca Ferlaino, SocialCom'un kurucusu.

Sürdürülebilirliğin paradoksu, sözler ve eylemler


SocialCom Italia tarafından yürütülen “Sürdürülebilirlik Paradoksu” araştırması şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koyuyor: Sürdürülebilirliğe olan ilgi artıyor, ancak çevrimiçi ortamda “sürdürülebilirlik” teriminin doğrudan kullanımı yerine, esas olarak somut konular ve gerçek durumlarla ifade ediliyor. Çoğu zaman soyut ve günlük yaşamdan uzak görünen bir ifade. Bu trend, sürdürülebilirlik kavramının somut ve erişilebilir eylemlere dönüştüğünde toplum tarafından nasıl içselleştirildiğini ve onu kolektif sosyal hayal gücünün daha kolay bir parçası haline getirdiğini vurguluyor. Aslında iklim değişikliği, sürdürülebilir hareketlilik ve ayrı atık toplama gibi konular tartışmayı hızlandırıyor ve sonuçta insanların günlük kaygılarına daha yakın ve daha yakın sonuçlar ortaya çıkıyor.

Temel veriler ve ana temalar



Konuşmaların Hacmi: Geçen yıl İtalya'da sürdürülebilirlik üzerine 1,2 milyon, iklim değişikliği, aktivizm, eko-kaygı, sürdürülebilir hareketlilik, iklimle ilgili acil durumlar ve ayrı atık toplama gibi ilgili konularda ise 1,7 milyon özel konuşma yapıldı.


Etkileşimler: Buna paralel olarak, sürdürülebilirlik terimi yaklaşık 1,5 milyon etkileşim oluştururken, somut konular 6,5 milyona ulaştı; bu, somutluğun daha aktif katılımı ve daha yüksek katılımı teşvik ettiğinin bir işareti.


Somut konulara odaklanın: Pratik konularla ilgili konuşmaların yaygınlığı, çevresel zorlukları gerçekçi ve acil bir şekilde ele alma yönünde yaygın bir arzuyu ortaya koyuyor ve sürdürülebilir değişim fikrini daha erişilebilir hale getiriyor.

Duygu ve Tepkilerin Analizi



İklim değişikliği: 986.000 bahsedilme ve 3,3 milyon etkileşimle en çok tartışılan konulardan biri ve olumlu (%15) ile olumsuz (%31) arasındaki karışık duyguyu vurguluyor. Toskana ve Emilia-Romagna'da yakın zamanda yaşanan sel gibi olaylar, kullanıcıların diyaloğunu ve duygularını daha da canlandırdı.


Sürdürülebilir hareketlilik: Bu tema, 546.000 bahsedilme ve 2,4 milyon etkileşim toplayarak, analiz edilen temalar arasında en olumlu duyguyu (%25) temsil ediyor. Bu nedenle sürdürülebilir hareketlilik, kullanıcıların geleceğe yönelik somut bir eylem gördükleri pratik bir kavram olarak konumlandırılmaktadır.


Çevre kaygısı: Çevresel zorluklarla bağlantılı kolektif kaygıyı yansıtan, ancak daha sınırlı bir mevcudiyete (10.000 bahsedilme, 44.000 etkileşim) ve zıt algılar gösteren ağırlıklı olarak olumsuz bir duyguya (%44) sahip, ortaya çıkan tema.

Araştırmanın sonuçları ve çıkarımları


Analiz, sürdürülebilirliğe olan ilginin ancak pratik ve gerçek konularla bağlantılı olduğunda somut hale geldiğini vurguluyor. Artan farkındalık bağlamında, sürdürülebilir hareketlilik veya ayrı atık toplama gibi spesifik ve kolay erişilebilir temalara yönelik hedefli girişimler, halkın katılımı açısından en etkili olanlardır. Dolayısıyla sürdürülebilirliği bu somut temalar aracılığıyla iletmek, soyut sürdürülebilirlik kavramının ötesine geçen ve günlük yaşamın bir parçası haline gelen olumlu ve kalıcı değişimi teşvik etmek açısından stratejiktir.