Taboga (BoI), önemli kritik malzemelere alternatifler zaten ortaya çıktı

acromial

New member
Geçiş teknolojileri için ihtiyaç duyulan kritik malzemeler için uygun fiyatlı veya yaygın olarak bulunabilen bir dizi alternatif ortaya çıkıyor (veya zaten mevcut). Bu, Eni Enrico Mattei Vakfı'nın genel merkezinde kritik malzemeler üzerine yapılan çalıştayda konuşan Bank of Italy Uluslararası Finans ve Emtia Piyasaları Başkanı Marco Taboga tarafından belirtildi. Bunun istisnası, henüz üretime hazır alternatiflerin bulunmadığı nadir toprak elementleridir.

Taboga'nın konuşması, kritik hammaddelerin mevcudiyetiyle bağlantılı makroekonomik risklere odaklanıyor; bu konu, jeopolitik nedenlerle Rusya'nın gaz arzındaki kesintilerin ardından yeniden moda oldu. Taboga, tanım gereği kritik malzemelerin “değiştirilmesinin zor” olduğunu anımsıyor. Ancak teknolojik ilerlemeler senaryoyu değiştirebilir, ikameler uygulamaya bağlıdır ve talebi yönlendiren teknolojilere (piller, kablolar, motorlar, jeneratörler) odaklanılabilir.

Ekonomist, mevcut senaryoya bakıldığında alüminyumun genellikle bakırın yerine iyi bir alternatif olduğunu açıklıyor. Piller alanında, düşük yoğunluklu uygulamalarda (depolama ve daha ucuz elektrikli araçlar) lityumun yerini sodyum alabilir. Yeni pil kimyalarının (lityum-demir-fosfat veya sodyum-demir çözeltileri gibi) benimsenmesiyle grafit, kobalt ve nikel için alternatifler de mevcuttur.

Taboga, “araştırma ve geliştirmeye onlarca yıldır yapılan yatırımların meyve verdiğini” açıkça belirtiyor ve Çinli şampiyonlar BYD ve CATL'nin bu alandaki yatırımların özellikle önemli kaynakları olduğunu belirtiyor. İleriye baktığımızda “yapay zekanın malzeme bilimleri üzerindeki etkisinin dönüştürücü olması mümkündür.” Taboga, araştırmaların on kat hızlandırıldığı kararlı kristaller alanında Google DeepMind araştırmacılarının elde ettiği sonuçları hatırlatıyor.

Ekonomist, potansiyel risk çarpanlarının kritik malzemelere olan talepteki güçlü artış ve jeopolitik parçalanma olduğunu açıklıyor. “İhracat kısıtlamalarının sayısı dünya çapında istikrarlı bir şekilde arttı ancak bunların çoğu ihracat vergileri ve lisans gereklilikleri şeklinde gerçekleşti. Bunlardan çok azı ihracat yasaklarıdır.” Daha fazla yasağın dengeye zarar verebileceğini, ancak ihracat vergilerinden elde edilen vergi gelirleri ve yerli işletmelere olası zarar nedeniyle “neyse ki” bu tür hareketlerin “siyasi teşviklerle uyumlu olmadığını” açıklıyor.