Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) Merkez Yürtüme Komitesi üyesi Christos Christofides; Güney Kıbrıs’ın en büyük gazetesi Phileleftheros’ta “Türkiye’ye yönelik genel strateji” başlıklı bir makele yayımladı.
AKEL’in üst seviye ismi yazısında; milletlerarası toplumun gözünde Türkiye’nin ezici bir askeri üstünlüğünün olduğuna vurgu yapılarak, “Kıbrıs sorunu 1974’ten bu yana en makus devrini yaşıyor. Tam bir çıkmazdayız. Türkiye, uzantısı ve gücü yardımıyla milletlerarası yaptırımlara maruz kalmıyor” ifadelerini kullandı.
“ABD İLE YAPILAN İŞ BİRLİĞİ İŞE YARAMADI”
Son senelerdaki Yunan ve Rum siyasetlerinin başarısızlığıa uğradığını belirten Christos Christofides, Türkiye’ye ziyan verecek yaptırımların gelmediğini ve ABD ile yapılan stratejik iştirak bağlantısının de işe yaramadığını kaydederek; Rum Kesiti’nin atması gerek adımları husus madde yazdı:
“Türkiye’nin son senelerda daha da kıymetli bir bölgesel güç olduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz. Ayrıyeten Türkiye, değerli bir jeostratejik pozisyona sahip. Türkiye’nin şu anda global istikrar için kritik olan bir dizi memleketler arası sorunda önder yahut kıymetli bir rol oynaması dikkat cazibeli. Türkiye’nin çökeceği teorisi bu denli yıldır doğrulanamıyor, aslında olan biten tam aksisi.
Türkiye’nin büyük ehemmiyet taşıyan kritik bölgesel konulardaki rolü, geçmişte ihtilaflı olduğu ve vakit zaman hakkında yanılgılara düştüğümüz ülkelerle münasebetlerinin kademeli olarak olağanlaşmasına yol açıyor.
Mısır’la, İsrail’le ilgilerini olağanlaştırıyor. Türk dış siyasetinin son senelerda bir özelliği var. Türkiye kimse tarafınca hafifçee alınmıyor ve her ülkeden azamî yarar sağlıyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Bölümünü kastediyor) bunlar karşısında ne yapmalı?
AKEL’in üst seviye ismi yazısında; milletlerarası toplumun gözünde Türkiye’nin ezici bir askeri üstünlüğünün olduğuna vurgu yapılarak, “Kıbrıs sorunu 1974’ten bu yana en makus devrini yaşıyor. Tam bir çıkmazdayız. Türkiye, uzantısı ve gücü yardımıyla milletlerarası yaptırımlara maruz kalmıyor” ifadelerini kullandı.
“ABD İLE YAPILAN İŞ BİRLİĞİ İŞE YARAMADI”
Son senelerdaki Yunan ve Rum siyasetlerinin başarısızlığıa uğradığını belirten Christos Christofides, Türkiye’ye ziyan verecek yaptırımların gelmediğini ve ABD ile yapılan stratejik iştirak bağlantısının de işe yaramadığını kaydederek; Rum Kesiti’nin atması gerek adımları husus madde yazdı:
“Türkiye’nin son senelerda daha da kıymetli bir bölgesel güç olduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz. Ayrıyeten Türkiye, değerli bir jeostratejik pozisyona sahip. Türkiye’nin şu anda global istikrar için kritik olan bir dizi memleketler arası sorunda önder yahut kıymetli bir rol oynaması dikkat cazibeli. Türkiye’nin çökeceği teorisi bu denli yıldır doğrulanamıyor, aslında olan biten tam aksisi.
Türkiye’nin büyük ehemmiyet taşıyan kritik bölgesel konulardaki rolü, geçmişte ihtilaflı olduğu ve vakit zaman hakkında yanılgılara düştüğümüz ülkelerle münasebetlerinin kademeli olarak olağanlaşmasına yol açıyor.
Mısır’la, İsrail’le ilgilerini olağanlaştırıyor. Türk dış siyasetinin son senelerda bir özelliği var. Türkiye kimse tarafınca hafifçee alınmıyor ve her ülkeden azamî yarar sağlıyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Bölümünü kastediyor) bunlar karşısında ne yapmalı?
- Avrupa Birliği üye statüsü sonuna kadar kullanılmalı;
- İki devletli tahlil teklifini sonuna kadar reddedilmeli;
- Kıbrıs Türk toplumu ile -hoşumuza gitsin ya da gitmesin- karşılıklı bağlılık münasebeti ortasında olduğumuz; birinin bahtının ötekinin mukadderatını büyük ölçüde belirleyeceği stratejik bir iş birliği ilgisi geliştirilmeli;
- Kıbrıs’ın bir istikrar faktörü olarak oynayabileceği rolden yararlanarak, Türk bağnazlığıyla gayret kapsamında iş birliği için; bölge ülkelerinin tümüyle mikro büyüme ve boş sloganlar olmaksızın istikrarlı bağlar geliştirilmeli;
- Kıbrıs’ı, Avrupa ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki komşu ülkeler içinde siyasi, ekonomik ve toplumsal bir köprüye dönüştürmeli;
- Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcılık kapasitesi güçlendirilmeli;
- Kıbrıs’ı, düelloya tutuşan filler içinde bir karıncaya çevirecek harika güç oyunlarına girmekten kaçınılmalı.”