Ülkemiz güçlü tarihî geçmişiyle biroldukca farklı kültüre ilişkin yerleşim yerini ortasında barındırıyor. Muğla’nın Fethiye ilçesinin Minare köyündeki Pınara Antik Kenti de bunlardan biri. Likya lisanındaki ‘pinale’ ve ‘pinare’ üzere sözcükler vakit ortasında ”Pınara”ya dönüşerek antik kentin ismi son hâlini almış. Farklı tarihî yapıları ortasında barındıran kent, fazlaca kıymetli bir miras olarak karşımıza çıkıyor. Esaslı tarihinden birinci demokratik özellikleri ortasında barındırmasına kadar epeyce çeşitli zenginliği ortasında barındıran Pınara Antik Kenti hakkında ayrıntılı bilgilere geçmeye ne dersiniz?
Kuruluşu Khanthoslular’a kadar uzanıyor
Çok eski bir geçmişe sahip olan Pınara Antik Kenti, Likya Birliği’ne bağlı olarak ortaya çıkmış. ”Peki, nasıl kurulmuş?” diye soracak olursanız çabucak yanıtlayalım. Khanthoslular tarafınca Xanthos’un nüfusunun artmasıyla birlikte bir küme yaşlı kesim Babadağ’ın yüksek bir doruğuna gelerek bu kenti kurmuşlar. Bölgede bulunan yuvarlak taşlardan dolayı da buraya yuvarlak manasına gelen Pınara ismi verilmiş.
Farklı hâkimiyetler altında güçlü bir kültür
Antik kentte bulunan bir yazıta nazaran kent, M.Ö. 340-334 yılları içinde Karya Hükümdarı Piksodaros’un hâkimiyeti altındaymış. M.Ö. 334’te ise başka antik kentler üzere Büyük İskender tarafınca ele geçirilmiş. Bölgede bulunan birlik tipindeki gümüş ve bronz sikkelerde M.Ö. 168-81 tarihlerinin olduğu görülüyor. Büyük İskender’in vefatından daha sonra ise kent Bergama Krallığı tarafınca ele geçiriliyor. M.Ö. 133’te ise Bergama, Roma’ya bağlanıyor ve Pınara da Roma’nın yerleşim yeri hâline geliyor. En parlak periyotlarını Roma hâkimiyeti altındayken geçirdiği düşünülüyor. 8. yüzyılda ise büyük zelzelelerin yaşanması kararında kent büsbütün terk edilerek yerleşim bitiyor.
Birinci demokratik federasyon örneği
Pınara, güçlü bir tarihinin olmasının yanında idare hali bakımından da kıymetli bir rol oynuyor. Kentin bağlı olduğu Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip toplam 6 kent var. Pınara da bu 6 kentin içinde. Bu bakımdan günümüz demokrasi sisteminin temellerinin atılmasında değerli olaylardan biri. Açıklamak gerekirse Likya Birliği toplamda 23 kentten oluşuyor. 6 kentin üçer oy hakkı bulunurken öteki kentlerin yani daha değersiz olarak görülenlerin 1 ya da 2 oy hakkı bulunuyormuş.
Antik tiyatro ve kaya mezarları öne çıkan yapılar içinde
Kentte birfazlaca lahit ve kaya mezarı bulunuyor. Bunların yanı sıra agora, odeon, tiyatro ve hamam üzere kalıntılar da var. Maalesef bu yapılardan hiç biri günümüze sağlam olarak ulaşmamış. En sağlam olanlar kentin tiyatrosu ve kaya mezarları. Pınara Antik Tiyatrosu, Babadağ’ın mükemmel görüntüsünü bakılırsan 3200 kişi kapasiteli bir oluşum. Kaya mezarları ise üst akropolde bulunan kayaya oyulmuş mezarları tabir ediyor. Bu mezarların çoğunluğunun konut biçiminde olması mimari ve hayat hakkında değerli ipuçları veriyor.
Güçlü yapılı aşağı akropol ve üst akropol
Aşağı ve üst olmak üzere 2 adet akropol bulunuyor. birinci vakit içinderda üst akropol inşa edilmiş. Yetersiz kalması kararında da aşağı akropol yapılmış. Aşağı akropolün alt tarafında bir su kaynağı ve sur duvarı ile desteklenen seyir terası var. Ayrıyeten agora, odeon, tapınak ve pilyeli mezarlar da burada bulunuyor. Merdivenli patikayı kullanarak bu akropole rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Kentin tarihî yapıtları şu an İngiltere’de sergileniyor
bir hayli kişinin aklında ”Pınara Antik Kenti’nden bugüne niye sağlam bir yapı ulaşmadı?” sorusu olabilir. sebebini çabucak açıklayalım. İngiliz Arkeolog Charles Fellows, antik kenti keşfedip inceliyor. Yalnızca Pınara’yı değil farklı antik kentleri de incelediğini belirtmeden geçmeyelim. Akabinde keşfedip incelediği tarihî yapıtları gemilerle İngiltere’ye gdolayıyor. Sağlam olan tarihî eserler şu anda İngiltere’de British Museum’daki Likya salonunda bulunuyor.
Pınara Antik Kenti’ne nasıl gidiliyor?
Pınara Antik Kenti’ne ulaşmak için Fethiye ve Kaş içindeki D400 karayolundan gitmeniz gerekiyor. Fethiye’yi geçtikten daha sonra 40. km’de bulunan Minare köyüne dönün. Köyü geçtikten 2,5 km daha sonra antik kente ulaşacaksınız. Bölge, Fethiye’nin merkezine 45 km uzaklıkta. Fethiye-Kaş karayolunun ise 5 km uzağında yer alıyor. Likya Yolu üstündeki kent, UNESCO Dünya Mirası Süreksiz Listesi’nde de yerini almış.
Kuruluşu Khanthoslular’a kadar uzanıyor
Çok eski bir geçmişe sahip olan Pınara Antik Kenti, Likya Birliği’ne bağlı olarak ortaya çıkmış. ”Peki, nasıl kurulmuş?” diye soracak olursanız çabucak yanıtlayalım. Khanthoslular tarafınca Xanthos’un nüfusunun artmasıyla birlikte bir küme yaşlı kesim Babadağ’ın yüksek bir doruğuna gelerek bu kenti kurmuşlar. Bölgede bulunan yuvarlak taşlardan dolayı da buraya yuvarlak manasına gelen Pınara ismi verilmiş.
Farklı hâkimiyetler altında güçlü bir kültür
Antik kentte bulunan bir yazıta nazaran kent, M.Ö. 340-334 yılları içinde Karya Hükümdarı Piksodaros’un hâkimiyeti altındaymış. M.Ö. 334’te ise başka antik kentler üzere Büyük İskender tarafınca ele geçirilmiş. Bölgede bulunan birlik tipindeki gümüş ve bronz sikkelerde M.Ö. 168-81 tarihlerinin olduğu görülüyor. Büyük İskender’in vefatından daha sonra ise kent Bergama Krallığı tarafınca ele geçiriliyor. M.Ö. 133’te ise Bergama, Roma’ya bağlanıyor ve Pınara da Roma’nın yerleşim yeri hâline geliyor. En parlak periyotlarını Roma hâkimiyeti altındayken geçirdiği düşünülüyor. 8. yüzyılda ise büyük zelzelelerin yaşanması kararında kent büsbütün terk edilerek yerleşim bitiyor.
Birinci demokratik federasyon örneği
Pınara, güçlü bir tarihinin olmasının yanında idare hali bakımından da kıymetli bir rol oynuyor. Kentin bağlı olduğu Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip toplam 6 kent var. Pınara da bu 6 kentin içinde. Bu bakımdan günümüz demokrasi sisteminin temellerinin atılmasında değerli olaylardan biri. Açıklamak gerekirse Likya Birliği toplamda 23 kentten oluşuyor. 6 kentin üçer oy hakkı bulunurken öteki kentlerin yani daha değersiz olarak görülenlerin 1 ya da 2 oy hakkı bulunuyormuş.
Antik tiyatro ve kaya mezarları öne çıkan yapılar içinde
Kentte birfazlaca lahit ve kaya mezarı bulunuyor. Bunların yanı sıra agora, odeon, tiyatro ve hamam üzere kalıntılar da var. Maalesef bu yapılardan hiç biri günümüze sağlam olarak ulaşmamış. En sağlam olanlar kentin tiyatrosu ve kaya mezarları. Pınara Antik Tiyatrosu, Babadağ’ın mükemmel görüntüsünü bakılırsan 3200 kişi kapasiteli bir oluşum. Kaya mezarları ise üst akropolde bulunan kayaya oyulmuş mezarları tabir ediyor. Bu mezarların çoğunluğunun konut biçiminde olması mimari ve hayat hakkında değerli ipuçları veriyor.
Güçlü yapılı aşağı akropol ve üst akropol
Aşağı ve üst olmak üzere 2 adet akropol bulunuyor. birinci vakit içinderda üst akropol inşa edilmiş. Yetersiz kalması kararında da aşağı akropol yapılmış. Aşağı akropolün alt tarafında bir su kaynağı ve sur duvarı ile desteklenen seyir terası var. Ayrıyeten agora, odeon, tapınak ve pilyeli mezarlar da burada bulunuyor. Merdivenli patikayı kullanarak bu akropole rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Kentin tarihî yapıtları şu an İngiltere’de sergileniyor
bir hayli kişinin aklında ”Pınara Antik Kenti’nden bugüne niye sağlam bir yapı ulaşmadı?” sorusu olabilir. sebebini çabucak açıklayalım. İngiliz Arkeolog Charles Fellows, antik kenti keşfedip inceliyor. Yalnızca Pınara’yı değil farklı antik kentleri de incelediğini belirtmeden geçmeyelim. Akabinde keşfedip incelediği tarihî yapıtları gemilerle İngiltere’ye gdolayıyor. Sağlam olan tarihî eserler şu anda İngiltere’de British Museum’daki Likya salonunda bulunuyor.
Pınara Antik Kenti’ne nasıl gidiliyor?
Pınara Antik Kenti’ne ulaşmak için Fethiye ve Kaş içindeki D400 karayolundan gitmeniz gerekiyor. Fethiye’yi geçtikten daha sonra 40. km’de bulunan Minare köyüne dönün. Köyü geçtikten 2,5 km daha sonra antik kente ulaşacaksınız. Bölge, Fethiye’nin merkezine 45 km uzaklıkta. Fethiye-Kaş karayolunun ise 5 km uzağında yer alıyor. Likya Yolu üstündeki kent, UNESCO Dünya Mirası Süreksiz Listesi’nde de yerini almış.