Kanser hastalarına verilecek ilaçların çeşidi ve vakit içindemasını en kısa müddette belirlemek üzere yürütülen çalışmalar kapsamında İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi bünyesindeki araştırmacılar, mikroskopa entegre edilmiş optik test aygıtı geliştirdi.
Kanser tedavisinde kullanılacak ilaç ve vakit içindema büyük ehemmiyet taşıyor.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nde çalışmalarını sürdüren Dr. Arif Engin Çetin de buna dikkat çekerken, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde öğretim üyesi olan eşi Doç. Dr. Seda Işık Topkaya Çetin’in teklifiyle kanser hastalarına yönelik şahsa özel ilaç tedavilerini kolaylaştıran teknoloji üzerinde çalışmaya başladılar.
Çift proje hazırladı ve hazırladıkları proje TÜBİTAK’ın ‘Kariyer Geliştirme Programı’ kapsamında hibe takviyesi aldı.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi laboratuvarlarında yürütülen çalışmayla mikroskopa entegre edilmiş optik bir test aygıtı ve yüksek hassasiyetli çip geliştiren çift, değişen teknolojinin ulusal patentini aldı.
süratle gelişen teknolojinin Avrupa ve ABD patent süreci de devam ediyor.
Tabiplerin farklı opsiyonlardan birini tercih ettiğini, hasta bir süre kullandıktan daha sonra biyopsiyle ilaçların hastalığa tesir edip etmediğine bakıldığını anlatan Çetin, ‘İlaçların tedavide etkisiz olduğu belirlenirse hasta için tedavi süreci uzar. Geliştirdiğimiz teknoloji, doktorlara süratli bir biçimde ilaç seçme imkanı sağlıyor. Bu da yanlış tedavilerden dolayı ortaya çıkan vakit kaybı ve ek tedavi masraflarının önüne geçecek‘ dedi.
‘Önümüzdeki yıl tüm dünyadaki tabiplerin hizmetine sunmayı planlıyoruz’
değişen teknolojinin, kanserli hücrenin ilaçlara verdiği reaksiyonun yakalanması olarak özetlenebileceğini aktaran Çetin, şu biçimde devam etti:
‘Mikroskobun ortasında yüksek hassasiyette optik bir çip bulunmakta. Çipin yüzebir daha kanser hastalarından alınan hücreleri yerleştirdik. Bu hücreler, farklı kanser ilaçlarına maruz bırakıldı. Kanser hücrelerine tesir eden ilaçların tesiri çipten geçen ışığın optik karşılığında bir değişim olarak algılandı. bu türlü hangi kanser ilacının o hücreye tesir ettiği yüksek hassasiyette belirlenebiliyor.
TÜBİTAK fonuyla geliştirdiğimiz teknoloji yerli ve ulusaldır. Patentimizi aldık. Önümüzdeki yıl geliştirdiğimiz biyomedikal teknolojiyi, tüm dünyadaki tabiplerin hizmetine sunmayı planlıyoruz.’
Verem üzere hastalıklar için de araştırma yapılacak
Çetin, Türkiye’de bilimsel çalışmalar için hoş bir altyapı bulunduğunu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK dayanakları yardımıyla kısa müddette sonuç veren bir araştırma yürüttüklerini belirtti.
Doç. Dr. Seda Işık Topkaya Çetin de kanserin süratli ilerleyen bir hastalık olduğunu, geliştirdikleri teknolojiyle hastaların hayat konforunu da yükseltmeyi hedeflediklerini lisana getirdi.
Şahsa özel ilaç teknolojileri ile ilgili çalışmalarını öbür hastalıklar için de yapma sonucu aldıklarını belirten Çetin, ‘Çoklu ilaç direnci gösteren verem üzere hastalıklarda da geliştirdiğimiz sistemin uygulanabileceğini düşünmekteyiz. Bir daha sonraki çalışmada bu tip hastalıklar üzerine odaklanmayı düşünüyoruz.‘ diye konuştu.
İsmini taşıyan laboratuvarda 15 kişilik takımıyla yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışma yürütüyor…
TÜBİTAK‘ın yürüttüğü ‘Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı’ kapsamında 2018 yılında ABD’den dönerek İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi bünyesine dahil olan Dr. Arif Engin Çetin, ismini taşıyan laboratuvarda 15 kişilik takımıyla yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışma yürütüyor.
2020 yılında TÜSEB Aziz Sancar Teşvik Mükafatı, 2021’de de TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü kazanan Çetin’in çalıştığı projeler içinde düşük maliyetli yerli ve ulusal biyo-sensör teknolojileri, görüntüleme sistemleri, yüksek hassasiyette biyo-tanımlama platformları ve nano teknolojiyle üretilmiş sensörler yer alıyor.
Kanser tedavisinde kullanılacak ilaç ve vakit içindema büyük ehemmiyet taşıyor.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nde çalışmalarını sürdüren Dr. Arif Engin Çetin de buna dikkat çekerken, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde öğretim üyesi olan eşi Doç. Dr. Seda Işık Topkaya Çetin’in teklifiyle kanser hastalarına yönelik şahsa özel ilaç tedavilerini kolaylaştıran teknoloji üzerinde çalışmaya başladılar.
Çift proje hazırladı ve hazırladıkları proje TÜBİTAK’ın ‘Kariyer Geliştirme Programı’ kapsamında hibe takviyesi aldı.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi laboratuvarlarında yürütülen çalışmayla mikroskopa entegre edilmiş optik bir test aygıtı ve yüksek hassasiyetli çip geliştiren çift, değişen teknolojinin ulusal patentini aldı.
süratle gelişen teknolojinin Avrupa ve ABD patent süreci de devam ediyor.
Tabiplerin farklı opsiyonlardan birini tercih ettiğini, hasta bir süre kullandıktan daha sonra biyopsiyle ilaçların hastalığa tesir edip etmediğine bakıldığını anlatan Çetin, ‘İlaçların tedavide etkisiz olduğu belirlenirse hasta için tedavi süreci uzar. Geliştirdiğimiz teknoloji, doktorlara süratli bir biçimde ilaç seçme imkanı sağlıyor. Bu da yanlış tedavilerden dolayı ortaya çıkan vakit kaybı ve ek tedavi masraflarının önüne geçecek‘ dedi.
‘Önümüzdeki yıl tüm dünyadaki tabiplerin hizmetine sunmayı planlıyoruz’
değişen teknolojinin, kanserli hücrenin ilaçlara verdiği reaksiyonun yakalanması olarak özetlenebileceğini aktaran Çetin, şu biçimde devam etti:
‘Mikroskobun ortasında yüksek hassasiyette optik bir çip bulunmakta. Çipin yüzebir daha kanser hastalarından alınan hücreleri yerleştirdik. Bu hücreler, farklı kanser ilaçlarına maruz bırakıldı. Kanser hücrelerine tesir eden ilaçların tesiri çipten geçen ışığın optik karşılığında bir değişim olarak algılandı. bu türlü hangi kanser ilacının o hücreye tesir ettiği yüksek hassasiyette belirlenebiliyor.
TÜBİTAK fonuyla geliştirdiğimiz teknoloji yerli ve ulusaldır. Patentimizi aldık. Önümüzdeki yıl geliştirdiğimiz biyomedikal teknolojiyi, tüm dünyadaki tabiplerin hizmetine sunmayı planlıyoruz.’
Verem üzere hastalıklar için de araştırma yapılacak
Çetin, Türkiye’de bilimsel çalışmalar için hoş bir altyapı bulunduğunu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK dayanakları yardımıyla kısa müddette sonuç veren bir araştırma yürüttüklerini belirtti.
Doç. Dr. Seda Işık Topkaya Çetin de kanserin süratli ilerleyen bir hastalık olduğunu, geliştirdikleri teknolojiyle hastaların hayat konforunu da yükseltmeyi hedeflediklerini lisana getirdi.
Şahsa özel ilaç teknolojileri ile ilgili çalışmalarını öbür hastalıklar için de yapma sonucu aldıklarını belirten Çetin, ‘Çoklu ilaç direnci gösteren verem üzere hastalıklarda da geliştirdiğimiz sistemin uygulanabileceğini düşünmekteyiz. Bir daha sonraki çalışmada bu tip hastalıklar üzerine odaklanmayı düşünüyoruz.‘ diye konuştu.
İsmini taşıyan laboratuvarda 15 kişilik takımıyla yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışma yürütüyor…
TÜBİTAK‘ın yürüttüğü ‘Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı’ kapsamında 2018 yılında ABD’den dönerek İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi bünyesine dahil olan Dr. Arif Engin Çetin, ismini taşıyan laboratuvarda 15 kişilik takımıyla yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışma yürütüyor.
2020 yılında TÜSEB Aziz Sancar Teşvik Mükafatı, 2021’de de TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü kazanan Çetin’in çalıştığı projeler içinde düşük maliyetli yerli ve ulusal biyo-sensör teknolojileri, görüntüleme sistemleri, yüksek hassasiyette biyo-tanımlama platformları ve nano teknolojiyle üretilmiş sensörler yer alıyor.